-->

Necip Fazıl Kısakürek Sözleri

Sevgili kullanıcılarımız, sizler için birbirinden Etkili Necip Fazıl Kısakürek Sözleri bulduk, buluşturduk ve bir araya getirdik. İşte En Hikmetli Necip Fazıl Kısakürek Sözleri sizlerle;

Sevgili kullanıcılarımız, sizler için birbirinden Etkili Necip Fazıl Kısakürek Sözleri bulduk, buluşturduk ve bir araya getirdik. İşte En Hikmetli Necip Fazıl Kısakürek Sözleri sizlerle.
- Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur!

- Bu nasıl dünya, hikayesi zor.

- Sevdiğini belli et. Gizlemek başkalarına fırsat vermektir.

- Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret.

- Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!

- Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu?

- Ellerime uzanan dudakları tepeyim, Allah diyen gel seni ayağından öpeyim!

- Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür.

- Elindeyse zamana, dur, geçme diye dayat. Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.

- Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.

- Felsefe; çürük cevizlerle dolu bir denizde sağlam cevizi aramaktır.

- Allah var fakat bizim ondan, yalnız sorulduğu zaman haberimiz var!

- Çok sıkıldıysan hayattan, bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir; yaşamak güzeldir.

- Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere, ayağım takılıyor yerdeki gölgelere.

- Her ağızda, her telde fanilik diriltisi , sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı.

- Benim ayağımın altıda müsait başımın üstüde nerde olacağını sen belirle..

- Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.

- Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu?

- Benim ayağımın altıda müsait başımın üstü de nerde olacağını sen belirle…

- Gençlik… Gelip geçti… Bir günlük süstü; nefsim doymamaktan dünyaya küstü.

- Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti, iyi insanlar iyi atlara binip gitti.

- Yalnızım diye üzülmüyorum çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz.

- İsterseniz hayat aşını verin; sayılı nimetler bal olsa yemem!

- Ne gelirse başımıza Hak’tandır; fakat geliş sebebi, Hak’tan ayrılmaktandır.

- Veren de o alan da o, nedir senden gidecek? Telaşını gören de, can senin zannedecek.

- Af var diye işlenen suçtan vicdan burkulur; affı sigortalayan hayâsızdan korkulur.

- Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım.

- Ölecek miyim, tam da söyleyecek çağımda, söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda.

- Tam 30 yıl saatim işlemiş ben durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.

- Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar. Kavuşmak nasıl olmaz mademki ayrılık var.

- Bizler açlıktan karnına taş bağlayan peygamberin,doymak bilmeyen ümmetiyiz.

- Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı; Tek ses duysalar; Allah... Yoklayanlar nabzımı.

- Allah bir! Demektense ecel teri dökerken; ölüversem, beklenmez anda Allah bir erken.

- Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan.

- Düşünmek şu, bu değil, öteleri düşünmek; sizinse düşünceniz yataklarda eşinmek.

- Zonklayan başım benim, kan pıhtısı, cerahat; ona yastıkta değil, secde yerinde rahat.

- Sevdalın şu dağı del dese, koşar, delersin! İş Allah’a geldi mi, gücün yok, sendelersin!

- Ölüm güzel bir şey, budur perde arkasından haber, güzel olmasaydı ölür müydü peygamber!

- Dinde zorlama yoktur, insan özgürdür elbette! İsteyen bu dünyada pişer, isteyen ahirette!

- Sonunda ‘eyvah’ diyeceğin şeylere, başında ‘eyvallah’ deme. Pişman ol fakat pişman ölme.

- Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür ! Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür.

- Biz; ayakları şişene kadar namaz kılan peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz.

- Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın.

- Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.

- Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken… Ya kazanırken, ya da kazandığını yerken.

- Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın; gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!

- Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten affet, senden habersiz aldığım her nefesten.

- Dün geçti bugünü düşünüyorum, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı?

- İçimizde bu kadar perişan hale getirilmeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık.

- Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici. Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici?

- Bana çağdışı diyorlarmış. Ne büyük bir onur! Ben bu çağın dışında kalmayayım da, içinde mi boğulayım.

- Geçti, istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni; bırak vehmimde gölgeni, gelme, artık neye yarar?

- İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu.

- Uğruna ölmekse seni yaşatmak bin kere ölürümde adına leke sürdürmem, gururdur namustur bayrak ve sancak, aksa da kanım zalimi güldürmem!

- Hayatın çilesine tahammül gerek, değil mi ki sefa ile cefa müşterek? Sizce ağlamak için göz yaşı Mı gerek? Bazen dertliler de ağlar ama gülerek…

- Bir idamlık Ali vardı, asıldı; kaydını düştüler, mühür basıldı. Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı. Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; bahçeye diktiği üç beş karanfil…

- Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat; zift dolu gözlerde karanlık kat kat… Yalnız seccademin yününde şefkat; beni kimsecikler okşamaz madem; öp beni alnımdan, sen öp seccadem!

- Ölüm her aklına geldiğinde ‘ah’ edip ‘vah’ edip inleme; bu halinle rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; o geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın.

- Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

- İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var; sükût gibi münzevi, çığlık gibi hürsünüz. Dünyada taşınacak bir kuru başınız var; onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

- Kadın mezarlığa girerken başını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor, ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz.

- Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri.

- Soruldu mu ne bilirsin diye; ”haddimi bilirim” soruldu mu ne istersin diye; “haddimi bilir, hakkımı isterim” demeli…

- Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa unutulursun.

İlginizi çekeceğini düşündüğümüz Turgut Uyar Sözleri adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

Benzer Sözler

1 yorum

Adsız dedi ki…
Üstad bir yazıdan dolayı yine hakim karşısında. Hakim saçı sakalı birbirine karışmış Üstad'ı "aşağılamak" için, "Maymuna dönmüşsün " demiş. Üstad altta kalırmı, yüzünü hakimden duavara döndürerek, ne var demiş şimdide "duvara döndüm "demiş. Allah gani gani Rahmet etsin.
Yeni Sözlerden Haberdar Olun