Sevgili kullanıcılarımız, sizler için birbirinden Anlamlı Nazım Hikmet Sözleri bulduk, buluşturduk ve bir araya getirdik. İşte Nazım Hikmet Kısa ve Uzun Aşk Sözleri sizlerle;
- Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?- Ellerine dokunmak isterim, dokunamam arkasından camın.
- Yazılarım otuz-kırk dilde basılır, Türkiye’mde Türkçemle yasak!
- Pişman değilim yaşadıklarımdan, öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.
- Şair başarılı olmak için, yapıtlarında maddi yaşamı aydınlatmak zorundadır.
- Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!
- Ve benim birden bire yüzünü değil, gözünü değil, sesini göresim geldi.
- Cebimde yoktu, yüreğimden verdim.
- Geçtim putların ormanından baltalayarak, ne de kolay yıkılıyorlardı.
- Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu.
- İnsanların kanatları yok, insanların kanatları yüreklerinde…
- Sende ben; imkansızlığı seviyorum fakat; asla ümitsizliği değil…
- Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım.
- Dost uğrunda ölmek kolay, fakat uğrunda ölünecek dostu bulmak zordur…
- Ve bir gün ekler Nazım Hikmet mektubunun sonuna; herkese selam sana “HASRET”
- Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da, hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
- Kimselere anlatamadım. Kendime bile, ola ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam seni.
- Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması. ‘Ben’ deyip susması, ‘sen’ deyip ağlamaklı kalması.
- Topraktan öğrenip kitapsız bilendir. Hoca Nasreddin gibi ağlayan, Bayburtlu Zihni gibi gülendir. Ferhad’dır. Kerem’dir. ve Keloğlan’dır.
- Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması. Ne kötüdür ona an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması!
- Bahardı sevgilim bahardı ve bahtiyar olmak için toprakta, havada, suda her şey vardı sevgilim, her şey hazırdı, her şey vardı
- Yolunu beklerken daha dün gece, kaçıyorum bugün senden gizlice. Kalbime baktım da işte iyice; anladım ki sen de herkes gibisin!
- Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine. Onlar ki; toprakta karınca, su da balık, havada kuş kadar çokturlar. Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar.
- Yapraklara dallara, yeşillere, allara, nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara. Yaprak dala, al yeşile yaraşır, gayri bundan böyle vermem seni ellere.
- Pişman değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi seçtin.
- Aşk, bazen gitmekle kalmak arasında verdiğin en büyük savaştır. Sevmeyenin aklı, gerçekten sevenin kalbi kazanır bu savaşı.
- Yağmur yağıyordu boyuna. Sözü onlar alıp dediler ona: ”Daha pazar kurulmadı kurulacak. Esen rüzgâr durulmadı durulacak. Boynu daha vurulmadı vurulacak.”
- Benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim; git, ne demekti sevgilim?
- Pişman değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi seçtin…
- Bir gün bensizlik çalar kapını. Benli dünleri düşünür, avunursun. Sanma ki yalanlar içinde, ben gibi bir doğru bulursun.
- Seni seviyorum, ama nasıl, avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya.
- Belki ben sana sevmeyi öğretemem, ama sen de bana, unutmayı öğretmezsin. Belki ben sana kavuşmayı öğretemem, ama sen de bana, ayrılığı öğretemezsin.
- Bir meltem olacak rüzgârım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde.
- Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman. Sonra resmen kapandı o fasıl, şimdi üçüncüden bahsediyor, Amerikan doları fakat gün ışıdı her şeye rağmen…
- Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onlardan değilim ben sensiz de yaşarım; ama seninle bir başka yaşarım.
- Memleketim: Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya, kurşun kubbeler ve fabrika bacaları benim o kendi kendinden bile gizleyerek sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.
- Artık ne geri gelmeni beklerim ne de ben gelirim. Nasılsa ben bir şey kaybetmedim, sen bensizliği seçtin. Karar senin.
- Benim idealimdeki rejim olsa, ben de seni astırırdım. Sonra da darağacının altına oturup hüngür hüngür ağlardım! (Necip Fazıl’ın “Benim idealimdeki rejim olsa seni astırır, sonra da mezarını türbe yaptırırdım” Sözüne cevaben)
- Büyük insanlığın toprağında gölge yok, sokağında fener, penceresinde cam, ama umudu var büyük insanlığın, umutsuz yaşanmıyor.
- Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak. Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
- Benim idealimdeki rejim olsa, ben de seni astırırdım. Sonra da darağacının altına oturup hüngür hüngür ağlardım!
- Ne ben Sezarım, ne de sen Brütüssün. Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana kuşsun. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.
- Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp ben artık kimseyi sevemem deme! Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
- Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır. Acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü.
- Bazen önemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye yeniden.
- Kim bilir; masalınızın kahramanı, başka bir hikâyenin figüranı olmaya gitmiştir belki de. Değer mi gitmesine, gitmezdi değmese.
- Her gelen sevmez ve hiçbir seven gitmez unutma. Bil ki; giden dönüyorsa sevdiğinden değil, kaybettiğindendir aslında!
- Korkma giderken ‘b’yi alıyorum, gerisini sana bırakıyorum. Ne de olsa sen bitirdin bizi. Öyleyse sende kalmalı ‘izi’.
İlginizi çekeceğini düşündüğümüz Necip Fazıl Kısakürek Sözleri adlı yazımıza göz atabilirsiniz.
Yorum Gönder