-->

Can Yücel Sözleri

Sevgili kullanıcılarımız, sizler için birbirinden Kısa ve Öz Can Yücel Sözleri bulduk, buluşturduk ve bir araya getirdik. İşte Can Yücel Sözleri sizlerle;

Sevgili kullanıcılarımız, sizler için birbirinden Kısa ve Öz Can Yücel Sözleri bulduk, buluşturduk ve bir araya getirdik. İşte Can Yücel Sözleri sizlerle.
- Vakit gelince gitmenin adıdır günbatımı… Ömürden… Gönülde… Günden…

- İnsan aklındakilerle gündüzleri, yüreğindekiyle geceleri uğraşıyormuş.

- Bayram nedir ki dedim kendi kendime. Bayram bir ömürdür ben gibi bir deliye.

- Önemli olan bir omuza yaslanmak değil; o omuzda yaşlanmak!

- Kalp zaten atıyor, marifet ritmi değiştirebilende.

- Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

- Keşke kendini bırakıp gidebilse insan. Ama olmuyor.

- Ona öyle nasıl bağlandın dediler. Ben değil, o bağladı dedim.

- Yaklaşan gelecek… Bir Türk hâlâ bütün Cihana, Bin Türk Lirası da, Bir Dolara bedel.

- Kafama bir çekidüzen verip, Dayayıp döşemeliyim içini.

- Sevince çocuk oluyor insan.

- Bana bir varmış de, “Bir varmış, bir yokmuş” deme, İçime dokunuyor…

- Kaliteli kadına sahip çıkılmaz; O kime ve nereye ait olduğunu bilir.

- Gözlerimden tut da, Ciğerime kadar kırgınım…

- Bu bahar nerde kaldı, yau? – Onu bilmeyecek ne var, Bir başka bahara kaldı bahar.

- Dağıtalım diyorum çocuklar bu kara dumanı, Gül alıp satmanın tamdır zamanı.

- Sıcak bir ele ihtiyacın olduğunda diğer elini tut, kimseden fayda yok bu devirde.

- Yüreğin kadardır hayat; “Seviliyorsun renkli, Seviyorsan siyah beyaz.”

- Aynanın sırrı nedir ki? Kırıldığında beni göstermediği zaman.

- Kelime değil bir cümledir. Kurmak içinse, Özneyle yüklem değil, İki yürek gerekir!

- Birini ne kadar çok seversek, Hayat onu bizden o kadar çabuk alıyor…

- Sevgili, arayıp da bulduğun birisi değil, hiç aklında yokken âşık olduğun kişidir.

- Sen ordan bi canım dersin, Benim kalbim kaburgamın altına sığmaz burada…

- Ve şimdi aşk; yazın ortasında bir kar tanesiyle tanışmak gibi.

- Keşke kendini bırakıp gitse insan, Ama olmuyor…

- Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

- Görmüyor musun, Su içiyorum, Şiir yazıyorum, Ne dokunuyorsun?

- Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin…

- Kalıyoruz… Kuş olup uçmak isterken, Ağaç olup kök salıyoruz.

- Teslim edeceksin kendini, Eller yukarı, Yakar yakarı.

- Küfür, burjuvazinin ağzında bir lağım çukurudur. Küfür, işçi sınıfının ağzında bir çiçektir.

- Kadından meleklik bekliyorsan önce ona cenneti sunmalısın.

- Kural bu: En çok seven, hep önce terk edilir.

- Belki de insan sevmeyi bilmediğinden değil, sevgisine layık biri olmadığından yalnızdır.

- Keşke hep çocuk kalsam dizimdeki yarayı en büyük acım sansam.

- Suskunluğumu hafife alma, Konuşursam kaldıramazsın…

- Anladım; Yar’la bir olmayınca, Yer’le bir oluyormuş insan…

- Yaşamak düğünse, sen orda gelindin.

- Kurtarıcılar kurtara kurtara, Kurtardılar, Memleketi memleket olmaktan…

- Gerçek arkadaşlar arasına mesafeler girmez.

- Bir gün herkes gibi olmadığımı anlayacaksın. İşte o gün sen herkes gibi olacaksın…

- Gözün arkada kalacaksa, marifet değildir gitmek.

- Çok gülen insana iyi davranın. Çünkü bir yerlerde hep tek başına ağlar.

- Bir iş açacaksın sen başımıza yangın mı olur artık, bahar mı?

- Aklında bulunsun sevgilim; sen beni kandırmadın, ben inanmayı seçtim.

- Unutma; Artık onu unuttum, demek, Bir kez daha hatırlamaktır aslında.

- Sessizlikten yaratmışsa evreni yaradan, Seslerden sessizlikler yaratmaktır yaratıcılık.

- Bazen tek ihtiyacımız olan bir el, Ve bizi anlayacak bir yürektir.

- Seveceksen, yalnız kaldığında aklına geleni değil, hiç aklından çıkmayanı seveceksin.

- Bizimkisi bir aşk hikâyesi değildi. Aşk’tı bizimkisi, gerisi hikâyeydi.

- Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; Çıkarı yok! Çıkası yok! Çıkarasım yok.

- Bir tek insanın bize “iyi ki varsın” demesi, var olduğumuz için mutlu olmamızı sağlar.

- Aslında bütün insanları sevebilirdim, sevmeye ilk senden başlamasaydım…

- Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler…

- Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yoludur.

- Senden ayrılınca anımsadım dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu…

- Sen cevapları ezberliyorsun ama, Hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz.

- Çünkü hayat; birinin tüm kalbiyle senin yanında olduğunu bildiğinde güzelleşiyor.

- Hayatta her şeyini bir kişiye bağlama. Çünkü onu kaybedersen, her şeyini kaybedersin.

- Sevgi emekmiş. Emek ise vazgeçmeyecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.

- Bilmelisin ki; yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

- Ne benim yalanlarım ne de bu haftalarca yağmur, Kimseler yıkayamaz ellerinin beyazlığını.

- Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçemeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.

- İnsanlığı sevmiyorum, Fatma, Kamil bana yeter. Tek eyalimle kalayım, Gerisini kalaylayım.

- Yalnızım; çünkü herhangi biriyle değil; beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola.

- Bazen her şeyi unutup, sadece sarılmak istersin; Ama bir şey seni hep durdurur. Adı ne mi? Gurur.

- Ben hep böyle yaşadım, Herkesi uyandırmak için, Vakti saati değildi belki, Belki de beceremedim.

- Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasındaki çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

- Bir denizanasıdır umut, Ta suların ortasında, Açılır, Kapanır, Açılır, Kapanır, Kapanır, Açılır.

- Bazıları “Seviyorum” der, çünkü ezberlemiştir. Kimileri diyemez, çünkü gerçekten sevmiştir.

- Seni seviyorum demek değil ki marifet, önemli olan o kelimenin tüm sorumluluklarını alabilmek…

- Öyle birini seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak… Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle aldatmayacak…

- Biliyorum suçluyum razıyım cezama, Çalmadım öldürmedim ama, Daha kötüsünü yaptım. Na’aptım biliyor musunuz Reis Bey? Tuttum insanları sevdim.

- En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan, ne seyyareler ne de geceleri… ışıldayan yıldızlar… En uzak mesafe iki kafa arasındadır birbirini anlamayan…

- Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metrekarelik yere sığmak zorunda kalacağını fark etmeli insan.

- Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin.

- Bugünkü aklım olsaydı, dün yaptıklarımı yapmazdım. Ama dün yaptıklarımı yapmasaydım; bugünkü aklım olmazdı.

- Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş. Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.

- Ne kadar çok elimiz varmış meğer! İlkin, senin elinle tutuşan benimki, Sonra çocuklarınki, Gençlerinki, Tekel işçilerininki, Sonra, ellerin elleri… Ne kadar çok elimiz oldu, baksana, Tutuşa tutuşa, Bir orman gibi!

- Toprak gibi olmalısın… Ezildikçe sertleşmelisin! Seni ezenler muhtaç kalmalı! Hayatı sende bulmalı…

- Asıl eksiklik eksik olduğumuzu düşünmekti. Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor.

- Önüne geçemediğin tek şey kaderdir. Seni yaşama bağlayan aslında bir mucizedir. Bugün yaşadığın her şey dünden kalma sebeplerdir. Ve aslında hayat dediğin, Yaşayabildiğin kadar güzeldir.

- MARE NOSTRUM En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de Devrim, O, onun en güzel yüz metresini koştu, En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak… En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi… Acıyorsam sana anam avradım olsun, Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

- Can Yücel’e bir gün sorarlar; – Neden hep babanıza olan sevginizi anlatan şiirler yazmıyorsunuz? Can Yücel cevap verir; –Anneme olan sevgimi anlatacak kadar şair değilim.

- Bazen seni seviyorum diyemez insan onun yerine – Hava soğuk, sıkı giyin, der… – Hız yapma, dikkatli git, der… – Gidince beni ara, der… – Yorma kendini, der…  – Geç yatma erken kalkacaksın, der… Derr derr durur. Mutlu olmasına yeterdi bu…

- Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun…

- Ne yormak istedim seni. Ne de yormak kendimi. Çok çalıştım, Gitmeye de kalmaya da… İkisi de aynı acı. İkisi de rezil… Daha önce de gitmiştim, Ama böyle kalarak değil…

- Gitmek unutmak değildir sen bunu çok iyi biliyorsun. Aklımda gözlerin varken, sen buna gitmek mi diyorsun?

- Hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza… Kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri ise armağan.

- Ya sevmesin kimse kimseyi, ya da akmasın aşk dolu gözlerden yaş… Ya olmasın ayrılık denen illet ya da adam gibi sevmesini öğrensin bu millet…

- Hani iftar vaktine yakın susar ya insan, yokluğun o denli yakıyor beni. Söyle ne zaman okunur burada ezan, bir yudum su gibi özledim seni.

- İçin yanarken üşümek, yüreğin kan ağlarken gülmek, Özleyip de sevdiğini görememek, işte aşk bu olsa gerek…

- Anladım ki aşk, her iki tarafı da mağdur eden, yürekte izinsiz gösteri yapan mutluluk karşıtı bir eylem.

- Kimi güzelim der sevdiğine, kimi özelim. Ama sevgi ne güzellik ister, ne de özellik. Sevgi sadece yürek ister.

- Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin onu sevdiğinden… Çok sevmezsen çok acımazsın.

- Bir eşi olmalı insanın. Rüzgâr onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini. Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği. Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken. Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı, çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın! Ben seni ölene dek seveceğim boş laf! Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim…

- Senin için yasak dediler. – Yasaklar çiğnenmek içindir dedim. – Senin için imkânsız dediler. – Önemli olan… İmkânsızı başarmak dedim…

- Her yürek sevebilseydi eğer, ayrılık hiç olmazdı. Her seven yürekli olsaydı zaten “aşk” bu kadar basit olmazdı!

- Aslında hiç kimse sevmedi, Bir ben sevdim seni… Severmiş gibi değil, Kana kana sevdim seni. Tıka basa sevdim… Dolu dolu sevdim… Aslında kimse sevmedi seni, Sevmekten çekindi , Oysa ben; yana yana sevdim seni… Bile bile sevdim… Aklımdan zorun var gibi, Aklıma silah dayanmışçasına, Mecburmuş gibi, Ve başka çarem yokmuşçasına, Bir ben sevdim seni… Aslında bir sen sevmedin beni, Herkesi sevdiğin gibi…

- Seni yıldızlara benzetiyorum, Onlar kadar etkileyici, çekici ve güzelsin. Ama aranızda tek fark var. Onlar milyonlarca sen bir tanesin.

- Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense he parkandan ağladım…

- Sevmek seviyorum demek değil, yüreğinde hissetmektir… Ve aşk yanında olanı sevmek değil, bazen gelmeyecek birini beklemektir.

- Sebepsiz sevmektir aşk, Nedeni olmadan bağlanmak birine. Gözlerine baktığında erimektir içten içe, Ellerini tuttuğunda titremektir tüm benliğinle. Hatta sarılamamaktır utançtan. Çünkü utanmaktır sevmek aslında. Sevmek nedir aslen? Ölmek mi uğruna? Yaşamak mı onunla? Sevmek mi ömür boyunca? Yoksa ayrılmak mı gerekince? Nedir insanı başkasına bağlayan? Güzelliğimi? Bilmez kimse bu soruların cevabını… Kimi sever güzelini, Kimi sever özelini?

- Sırtımda çıplak, Islak nefesin, Bir gidip bir geliyor. Biz senlen yatmıyoruz ki, Yaşamıyoruz da, Hep yarışıyoruz. Sen mi ben mi, Önce kim, Ölümü öldürecek diye.

- Aşk, sabahlara kadar uyumamak değildi aslında. Her sabah uyandığında, yaşamaktan önce onun gelmesiydi aklına.

- Ben gidiyorum dediğimde, “gitme” diyen birini değil, ben de geliyorum, yalnız gidemezsin, diyen birini istiyorum.

- Galiba yoruldum, Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, Kendime kalbimi kanıtlamaktan, Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan, Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum…

- Günün aydın, akşamın iyi olsun.” diyen biri olmalı. Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda. Yoksa, zor değil, hiç zor değil, Demli çayı bardakta karıştırıp, Bir başına yudumlamak doyasıya. Ama “Çaya kaç şeker alırsın?” diye soran bir ses olmalı ya ara sıra…

- Her şeyin kadar değil, değeri kadar seveceksin. Çünkü beklentin ne kadar çok olursa, o kadar yıkılırsın.

- Bir masada karşı karşıya, Seyrederken dudaklarını senin, Dile gelmiş ilk Türkçeydik, Henüz başlamış kül rengi bahar, Ne savaş, ne barıştık biz…

- Hayattan aldığım en büyük ders: Sevgisiyle karşında sapasağlam duramayan birine, asla yaslanmayacaksın!

- Bilinmedik bir hüzün var içimde; bir gariplik. Anladım ki, Ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.

- Dünyada üç çeşit sandık var. Çeyiz sandıklarımız, adam sandıklarımız bir de? Söz verip de tutar sandıklarımız.

- Sen kasırgalara dayanmışsın, rüzgârla mı yıkılacaksın! Başka çaren yok yüreğim; dosta düşmana karşı ayakta kalacaksın.

- Öyle herkesi sevmeyeceksin… “Seviyorum” demeyeceksin! “Seni seviyorum” diyebilmek için gerekirse bir ömür bekleyeceksin.

- Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan.

- Üç harf yan yana kaç şekilde gelir bilir misin? Aşk dersin… Sen dersin… Ben dersin… Sen ben biter, Biz dersin. Gün gelir, Git dersin. Peki “dur” kelimesinden haberdar değil misin? Dur demeyi bilmez misin? Git demek kolay, dur diyebilecek kadar yürekli misin?

- Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karşılığı, bir ömür yani. Ne saçma… Bahar mıdır bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar âşık olmam ama, Her bahar gitmek isterim. Gittiğim olmadı hiç, Ama olsun… İstemek de güzel.

- Bu devirde herkes hep ben der, Kimisi gönülden kalender. Yaşam dediğin böyle işte. Altını şer, incisi ker…

- Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım…

- Umursamıyorum artık hiçbir şeyi ve istemiyorum kimseyi yanımda! Her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasılsa.

- Aynı ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkenti. İlk isyan hep sende başlardı, cezasını çekmek bana kalırdı…

- Kanatlarında kargaların ölüm korkusu, Çığırdıkları bir ölüm türküsü, Ama Demolifos türküye başlamaya görsün, Kargalar ölüyor bütün.

- İncitmeyin beni. Giydiğim fistanlar bile çiçekli. Bedenimin ne önemi var ki. Benim hazinelerim yüreğimde gizli…

- Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak.

- Bazen su olmak lazım, sessiz sakin! Bazen sel olmak lazım, öfkeli ve hırçın! Bazen mum alevi olmak lazım, sabırla tükenmeyi bekleyen! Bazense volkan olmak lazım, önüne gelen her şeyi hızla tüketen! Kimine su olacaksın kimine sel! Kimine mum olacaksın kimine volkan. Ama kimseye asla kul olmayacaksın, yüce Yaradan dururken.

- Görüyoruz, işitiyoruz televizyonda, Büyük küçük meclislerde, panellerde, Basın toplantılarında bir “sayın”dır gidiyor. “Sayın” aşağı “sayın” yukarı. “Sayın” diyorlar birbirlerine hep, Oysa sayıyla verilmedi ki, Bu muhterem dürzüler bize!

- Erkek dediğin, Ruhunu okşamasını bilecek. Romantik olacak kimi gün. Habersizce kucağında çiçeklerle çıkıp gelecek. Özel günleri unutmayı marifet sanmayacak. Erkek dediğin, Kayıtsız olmayacak senin bütün zarafetine karşı. Gerçekten seven bir kadın sevgi ve ilgi pekler. Erkeğine verdiği aşkın karşıladığında küçük bir tatlı Söz, kısa bir mesaj, bir çağrı bile onu mutlu edebilir.

- Kadın dediğin güzel olacak… Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da… Paranın güzelliğini bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek. Namussuzluğunu, ahlaksızlığın…

- Ben; Benden olgun insan isterim karşımda! Benden dürüst, En ufak dalgada, Arkasını dönmeyecek kadar olgun. Arkamı döndüğümde, Sırtımdan vurmayacak kadar güvenilir. Bir o kadar cesaretli olmalı. Yağmurdan ıslanıp, fırtınadan kaçmamalı. Ayağı taşa takılınca kayadan korkmamalı. İşine gelince sevip, Zoru görünce bırakmamalı!

- Yormak istemiyorum artık kimseyi, yorgunum zira! Kelimeleri yan yana getiresim yok kendimi anlatmak için. Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için. Hiç söylenmemiş Sözler duymaya ve yeniden cümleler kurmaya ihtiyacım var. Yetmiyor bildiklerim…

- Farkında olmalı insan, kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı… Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen… Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli… Ana karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metrekarelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli… Ömür dediğin üç gündür… Dün geldi geçti, yarın meçhuldür… O halde, ömür dediğin bir gündür… O da bugündür…

- Başka türlü bir şey benim istediğim. Ne ağaca benzer, ne buluta benzer. Burası gibi değil gideceğim memleket, Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava. Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız, Rengi başka, tadı başka…

- Üşüyor mu deniz, Üstüne boşandıkça yağmur? Ondan mı dersin, Tüyleri böyle ürperiyor? Ben de gidersem bi gün bu biçim bi sağnakta, Alı al moru mor bir sandal gibi acaba, Yıllar sonra yılmayıp yine, Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine?

- Yüreğinin dubalarını geniş tut, ihtiyar! Sen böyle nice dayılar gördün bugüne kadar, Hepsi de yedeklerinde sürüye sürüye ayılarını, Senin üstünden azamet-i böbreki ve kalpak-ı pöstekiyle geçip, Tarih’in hayvanat bahçesini boyladılar.

- Bir süre sonra insanlar pek de umrunda olmuyor. Kimseyi değiştirmeye çalışmıyorsun. Kimin ne düşündüğünü, kimin ne yaptığını umursamıyorsun. Yorulunca kendi kabuğuna çekilip o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun. Anlık mutluluklar yaşayıp derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit kimseye de ihtiyacın olmuyor. Siz buna yalnızlık diyorsunuz, ben ise HUZUR…

- Gittin mi büyük gideceksin! Ayrılık bile gurur duyacak seninle. Gittin mi ayakların yakınından bile geçmeyecek. Gölgen bile kalmayacak ardında. Gittin mi onurunla gideceksin. Haklıysan gidecek, gitmişsen dönmeyecek.

- Gün gelir bu işe bu millet de şaşar, Tam kurşun işlemez deminde karanlığın, Bir ateş böceğidir başlar…

- Ne geçmişe saplanıp kalacaksın, ne geleceğin düşlerini kuracaksın… Ömür dediğin şu andır, onu da hak ettiğin gibi yaşayacaksın.

- Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez. Kuzu gibi olun diyorlar, Büyüyüp ortaya çıkınca, Koyun gibi gütmek için sizi.

- Henüz tanıştım, Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık, Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda, Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda… Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha, Samimi değil!

- Yahu nedir bu bendeki esrarlı ısrar? Aynı rüyaya dalarmış gibi tekrar tekrar, Yüzyıllardır seni her gördüğümde çıplak, Yeşeren gözlerimden düşer oluyor bir yaprak.

- Hayatına girmek isteyene, tam zamanında açmalısın kapını… Ve tam zamanında çıkarmalısın sevgiden şımarmaya başlayanları…

- Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın. Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

- Anlarsın ki; aslında kimsenin farkı yok kimseden… Sadece biri dahi iyi yalan söyler. Daha iyi oynar oyununu… Hepsi bu.

- Yağmur varsa ıslan, Güneş varsa ısın, Hatta üşü hava soğuksa. Yürü, yürürken sağa sola bak, Öylesine değil, görerek bak. Çiçek görürsen kokla, Köpek görürsen okşa, Çocuk görürsen yanağından makas al.

- Sırtında yumurta küfesi olmak diye bir deyim vardır; Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin, Kendi imalatımız küfeler.

- İy’etmiş Selçuklular geldiklerine, Osmanlılar da iy’etmiş, Bizden sonra gelenler de iy’edecekler geldiklerine, Gelebilirlerse tabiy, İy’edecek bir şey bırakmıyaca’az ki biz.

- Düzen bu: Kadınlar ağlar, erkek bakar… Kadın duyar, erkek duymaz… Kadın sorar, erkek susar… Kadın gider, erkek içer…

- Boş boş seviyorum demekle olmaz; Göstereceksin sevdiğini, hissettireceksin… Yapamıyor musun? O zaman yoldan çekileceksin.

- Kendine bak kendine… Özüne… Sözüne… Benliğine… İlgilenme kimseyle… Kim ne yemiş, ne giymiş, Bundan sana ne? Sen kendini besle… Bilgiyle… Sevgiyle…

- Yaşamak istiyorum, Yaşamayı bu soğumuş cehennemde, Ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil sade, Yaşamayı yaşamak istiyorum.

- Bazen rüzgârın saçımı dağıtmasına, yağmurun yüzümü ıslatmasına, birilerinin kalbimi kırmasına izin veririm. Sonra; saçımı toplarım, şemsiyemi açarım, kalbimi kapatırım. Hepsi bu…

- Bir el tutmak istersin ya bazen ya da birine sarılmak. Maalesef izin vermez buna hayat. Kendine sarılmalısın sen de hayata inat!

- Kadının hası güle benzer. Rengiyle, kokusuyla, dikeniyle. Şımarıklığın da hakkını verir. Ağırbaşlı tebessümleri olur bir de. Gerçek bir kadın şiir gibi olur, mey gibi olur, ömür gibi olur…

- Bi hayli kırgınım… Kime olduğunu, neden olduğunu bilmeden. Belki hayata, belki kendime, belki de dilimden düşmeyen keşke’lere.

İlginizi çekeceğini düşündüğümüz Mustafa Kemal Atatürk Sözleri adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

Benzer Sözler

Yorum Gönder

Yeni Sözlerden Haberdar Olun